Açık

24°C
Konya

AHHHH AŞK 2

Kayıt Tarihi: 06.02.2022 20:29 - Son Güncelleme: 16.09.2025 16:42
YAZI
A
Merhabalar.
 
Bu hafta yine Konya şehir efsanelerinden birini aktarmak istiyorum. Fazla detaya girmeden özet olarak aktaracağım efsane, aslında muhteşem bir aşk hikayesi. Belki detaylı anlatılması o aşkı hissetmenizi sağlardı ama yerim dar :)) 
 

 

Konya'da Mevlânâ türbesinin arka bahçesinde dizi dizi mezar taşları vardır. Mevleviler, bu mezarlığa Hâmuşan (susanlar) derler. Birçok Mevlevî büyüğü burada yatar.

 

Bahçe duvarının arkasındaki ikinci mezarlığın adı ise Üçler mezarlığıdır. Üçler mezarlığı, sanduka biçimindeki üç Selçuklu mezar taşından dolayı bu adı almıştır. Mezarlığa ‘Üçler’ dendiği gibi, ‘Üç Kızlar Şehitliği’ de denir.

 

Konya ve yöresi halkı evlenme, çocuk doğurma, sevda konularında başları sıkıştığında, üç kızlar şehitliğine gider, burada Allah'a niyazlarda bulunurlar.
 
Üçler mezarlığının efsanesi şöyledir :

 

1144 yıllarında Sen Bernard adında mutaassıp bir rahip, Avrupa'da kapı kapı dolaşarak İkinci Haçlı Seferi’ni yapabilmek için adam ve para toplar. Fransa kralı VII. Louis ve Almanya İmparatoru III. Konrad ordularını toplayıp, Kudüs'ü fethetmek üzere yollara dökülüp, Anadolu'ya geçerler. Ordular, o çağların geçit şehirlerinden biri olan Konya Kalesi etrafında birleşirler. Şehir çok sıkı bir kuşatma ile çevrilir. Louis ve Konrad'ın orduları, oraya kadar esaslı bir direnişle karşılaşmadıkları için yıpranmamışlardır, teçhizat bakımından da hayli güçlülerdir. Konya, çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıya gelir. Neredeyse Kale düşecek, şehir düşman eline geçecektir. Kaleyi savunan Selçuklu ordusunun en bahadır ve imanlı gençleri doğudaki kale kapısından düşmanın üzerine amansız saldırılar yaparlar ama kuşatmayı yarmak bir türlü mümkün olmaz. Selçuklu ordusunun en levent, en yiğit üç genç kumandanı ardı ardına oklanıp, kale kapısının hemen yakınında, ağır yaralı olarak yere düşerler. 
 
Bu üç bahadır Türk'ün üç de güzel nişanlısı vardır. Bunlar, yiğitlerinin, güneşin altında, aldıkları sayısız yaraların etkisiyle "Su! Su!" diye inlediğini görünce, çılgına dönerler. Erleri bir yudum su içmeden, bir tatlı söz duymadan mı ruhlarını Allah'a teslim edeceklerdir?
Kızlar, içi buz gibi su dolu testilerini kaptıkları gibi kale kapısından dışarı fırlarlar. Kızların vücutları oklarla delik deşik edilmiştir. Buna rağmen nişanlılarının üstüne devrilen kızlar testilerini onların yanan dudaklarına değdirebilmişler, kulaklarına aşklarını fısıldamışlardır. Şehit düşen üç yiğit genç komutan ve üç şehit kız o gece şehit düştükleri yere gömülürler. Haçlı ordusu büyük bir yenilgiye uğrar. 
 
O gün, bu gündür, bu üç sevda şehidi, sevdim, deyince ne türlü sevmek gerektiğinin timsali olarak, halkın gönlünde ve dilinde yaşayıp, gezerler.
 
Sevgi ve Sağlıkla kalın. Ne olursa olsun öğrenmeye devam edin . 
 
ETİKETLER:

YORUM YAP

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Süreyya Tanaçar

Süreyya Tanaçar

Yazarın Diğer Yazıları