Hafif Yağmurlu

8°C
Konya

Serap Arı: ‘’SULTAN’’ Kadının Adı Kırmızı

Serap Arı:  ‘’SULTAN’’ Kadının Adı Kırmızı
Kayıt Tarihi: 28.09.2025 15:41 - Son Güncelleme: 10.10.2025 08:41
YAZI
A

Konya’nın Kırmızlı Kadını Sultan Özcan’ın insanın ruhuma dokunan hayat hikâyesi.

Konya'nın taş kaldırımlarında yıllardır yürüyen, elbiselerinden rujuna, evindeki en küçük eşyadan bakışlarının derinliğine kadar hayatını tek bir renge adayan bir kadın vardır: Sultan Özcan. Halk arasında "Kırmızılı Kadın" olarak bilinen, kimilerinin merakla izlediği, kimilerinin alay ettiği ama herkesin tanıdığı bu kadının hikâyesi masal yada efsane değil gerçek yaşamın ta kendisidir. Sultan Özcan'ın yaşamı, Anadolu'nun köylerinden başlayıp Konya'nın kalabalık sokaklarına uzanan, aşk, acı, şiddet, yalnızlık ve direncin birbirine karıştığı bir hikâyedir.1954 yılında Aksaray'ın Ortaköy ilçesine bağlı Cumali köyünde dünyaya gelen Sultan'ın çocukluğu kırsal yaşamın kısıtlı imkânları içinde geçti. O yıllarda kız çocuklarının okuması çok fazla desteklenmezdi. Ancak Sultan'ın gözlerindeki ışık, öğrenme arzusunu gizleyemiyordu. Çevresinin istememesine rağmen okula gitmeyi başardı, ama bu hayal biraz geç gerçekleşen Sultan 15 yaşında okuma yazmayı öğrendi. Geç başlayan eğitim hayatı, onun azmini göstermesi açısından önemliydi, fakat bu yıllarda asıl kalbine damga vuran şey, öğretmenine duyduğu büyük aşktı. İlk başta hayranlık olarak başlayan bu duygu, zamanla büyük bir aşka dönüştü. Genç bir kızın ilk aşkı, temiz, saf ve derin duygularla doluydu. Toplumun yadırgayabileceği bir birliktelik olsa da Sultan öğretmenine gönlünü kaptırmıştı ve sonunda onunla evlendi. Evliliği umutla gerçekleştiren Sultan; hayaller kurmuş, eşiyle birlikte bir hayat düşlemişti. Fakat hayat, her zaman düşler gibi ilerlemez. Sultan'ın çocuk sahibi olamaması, evliliğin üzerine gölge düşürdü. Çevreden gelen baskılar, ailelerin suskun ama yargılayıcı bakışları ve toplumun beklentileri, onun kalbini ağırlaştırıyordu. Üstelik eşi, zamanla başka kadınlara bakar olmuştu. Özellikle kırmızı giyen kadınlara gösterdiği ilgi, Sultan'ın içinde kıskançlıkla birlikte büyük bir kararlılık doğurdu. "Madem kırmızı ilgisini çekiyor, ben de kırmızı giyeceğim" diyerek kendi hayatının en önemli dönüm noktasını ilan etti. İşte o andan sonra kırmızı, onun yalnızca kıyafetlerinin değil, tüm yaşamının vazgeçilmez parçası haline geldi. Kırmızı artık kıskançlığa verilmiş bir cevap değil, kimliğinin ayrılmaz bir parçasıydı. Elbiseleri, rujları, perdelerinden masa örtüsüne kadar tüm eşyaları kırmızı renge boyandı. Bu renk, onun aşkını, direncini, başkaldırısını simgeliyordu.


Fakat kırmızı, Sultan'ın hayatında sadece tutkunun değil, aynı zamanda acının da rengi oldu. Evlilik yıllarında sık sık şiddete maruz kalan Sultan eşinden aldığı darbelerden dolayı hastaneye kaldırılıp günlerde yoğun bakımda kaldı. Bedenindeki morluklar zamanla geçti belki, ama ruhundaki yaralar hiçbir zaman silinmedi. Tüm olanlara rağmen kırmızıdan vazgeçmedi; kırmızı onun yaralı kalbinin derinliklerinde açan çiçek gibiydi. Konya sokaklarında kırmızı elbiseleriyle yürüdüğünde insanlar ona bakıyor, kimisi hayret ediyor, kimisi gülüyor, kimisi ise sessizce hüzünleniyordu. Toplum onu anlamakta zorlandı; bazıları "deli" dedi, bazıları ise farklılığının ardında büyük bir hikâye olduğunu hissetti. Oysa Sultan'ın deliliği yoktu; onun tek suçu, kendi rengini seçmiş olmasıydı. O renk, onu hem toplumdan ayırıyor hem de yürüdüğü her yerde görünür kılıyordu.

2006 yılında Sultan Özcan'a "duygu durumu bozukluğu" ve "kronik psikoz" teşhisi kondu. Bu tanıyla birlikte yüzde seksen engelli raporu alan Sultan hiçbir zaman bu raporun gölgesinde yaşamadı. Rapor, onun için bir tanıydı belki, ama kırmızıyla kurduğu bağ, hayatının en gerçek parçaydı. Konya'da ağabeyinin evinin yanında tek odalı bir barınakta yaşamını sürdürüyor. Çevresindeki eşyaların hepsi kırmızı; çaydanlığından makyaj malzemelerine, duvarlarına astığı süslerden oturduğu sandalyeye kadar... Evine adım atan herkes, onun kırmızıya olan aşkını bir kez daha görür. O ev, aslında Sultan'ın iç dünyasının bir yansımasıdır.

Sultan 2025 yılında bile hâlâ Konya sokaklarında kırmızı elbiseleriyle dolaşır. Onu görenler tanır, bakar, bazen gülümser, bazen hayretle başını sallar. Ama herkes bilir ki o, şehrin en tanınan simalarından biridir. Konya'nın belleğine kırmızıyla kazınmış bir kadın... Onun kırmızısı yalnızca bir estetik tercihi değildir; aşkın ateşi, ayrılığın hüznü, şiddetin karanlığı ve direncin ışığıdır. Kırmızı, Sultan için hayatla kurduğu bağın en güçlü simgesidir. Her adımında, her bakışında, her gülüşünde kırmızının yankısı duyulur.


Sultan Özcan'ın hikâyesi, yalnızca onun değil, incinmiş ama dimdik ayakta kalmayı başarmış bütün kadınların hikâyesidir. Toplum onu kimi zaman yargıladı, kimi zaman dışladı, kimi zaman da sessizce saygı duydu. Ama o hiçbir zaman pes etmedi. Kendi varlığını, kendi rengini dünyaya ilan etti. Konya sokaklarında kırmızı bir kadın olarak yürümek, onun için yalnızca bir tercih değil, varoluşun kendisiydi. İnsanların bakışlarından utanmadı; aksine onların bakışlarını kendi gücüne kattı.

Bugün Konya'da onu görenler, "Kırmızılı Kadın" diye fısıldar. Çocuklar kırmızı elbiseleriyle yürüyen kadını gördüklerinde gülümser, büyükler ise onun ardında yatan hikâyeyi hatırlar. Çünkü Sultan'ın hikâyesi, sevilmemiş, kırılmış ama yine de ayakta kalmış kadınların ortak sesidir. Kırmızıyla var olmak, onun için hem başkaldırı hem de direniştir. Herkesin farklı gözlerle baktığı bu kadın, aslında bize tek bir şey hatırlatır: Renkler sadece renk değildir. Kırmızı, bazen bir acının sesi, bazen bir aşkın yankısı, bazen de bir direncin sembolü olabilir.

Sultan Özcan'ın kırmızısı işte tam da budur: Bir kadının bütün yaralarını, umutlarını, direncini ve aşkını içinde barındıran güçlü bir simge. Bugün Konya sokaklarında onu görürseniz, yalnızca kırmızı bir kadın görmezsiniz; aynı zamanda aşkın, acının, yalnızlığın ve direncin vücut bulmuş halini görürsünüz. O, kendi hikâyesini kırmızıyla yazan bir kadındır. Ve bu hikâye, sadece onun değil, hayatın bir ucunda kırmızıya tutunan herkesin hikâyesidir.

Serap Arı 

KOBİ KONYA DERGİSİ

ETİKETLER:

YORUM YAP

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nöbetçi Eczane

Kategorideki Diğer Haberler