Açık

17°C
Konya

Hasan Özdemir: Tam Buğdaylı Konya: Şehrin Hamuru Nasıl Tutacak?

Hasan Özdemir: Tam Buğdaylı Konya: Şehrin Hamuru Nasıl Tutacak?
Kayıt Tarihi: 27.08.2025 20:27 - Son Güncelleme: 23.10.2025 04:52
YAZI
A

Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan “Tam Buğday Ekmeği Yaygınlaştırma Kampanyası” tanıtım toplantısının hemen ardından harekete geçen Karatay Belediyesi, Halk Ekmek’te tam buğday ekmeği fiyatında indirime gitti. Bu adım, ilçede tam buğday ekmeğine olan ilgiyi ciddi oranda artırdı.

 İnsanımız ucuz ve sağlıklı ekmek bulunca yüzü güldü.

 Ama bir mimar olarak bu kampanyayı duyunca kendime şu soruyu sordum:

Tam buğday ekmeği ile mimarlığın ortak noktası: “İkisi de hamur işi, biri mideyi doyurur diğeri şehri.

       “Acaba şehrin hamuruna da böyle bir indirim ve iyileştirme yapılabilir mi?”

Konya büyük bir tepsi gibi: Bir yanında Alaaddin Tepesi yükseliyor, diğer yanda Sille’nin taş evleri dizilmiş, Meram bağları ise hamurun lifli kısmını oluşturuyor.

 Ama son yıllarda o hamura biraz fazla maya basmışız sanki.

 Kat üstüne kat, yol üstüne yol.

Kıvamını bulacaksın ne fazla ne eksik.

 Tam buğday ekmeği sindirimi kolaylaştırıyor diyorlar ya, şehrimiz de bir sindirime girse fena mı olurdu?

Biraz lifli yol, bir tutam yeşil alan, iki kaşık mahalle sohbeti… Sonra karıştır, mayala: tamam! Sağlıklı şehir çıktı fırından!

Ama biz ne yapıyoruz? Beyaz ekmek misali, beyaz betonla karın doyuruyoruz. Ne lif var ne nefes. Üstüne bir de fazla kabartıyoruz: Kat üstüne kat, mantar gibi! Sonra midemiz “reflü”, şehrimiz “trafik” oluyor. “Ne yiyorsak oyuz”

Eğer ekmeğimiz beyaz undan, şehrimiz de beyaz betondan olursa; sonuç belli: Şeker yüklemesi gibi bir beton yüklemesi!

Düşünsenize… Şu anki şehirlerimiz biraz beyaz ekmek gibi: Fazla kabarmış, çabuk bayatlayan, doyuruyor ama yormadan etmiyor.

 Yollar şekerli, binalar tuzlu, yeşil alanlar kepek kadar az…

 Ekmekte lif neyse, şehirde yeşil alan odur.

 Ekmeğe tuzu fazla kaçırırsanız tansiyon fırlar; şehre betonu fazla kaçırırsanız ısı adası olur, insan bunalır.

 Sonuçta hem sofralarımızda hem sokaklarımızda denge arıyoruz.

Mimarlık biraz da hamuru sabırla yoğurmak işidir.

Taş fırında pişen ekmekle mikrodalgada pişen aynı olur mu?

 Bizim de Konya’yı taş fırın gibi yavaş ve özenle pişirmemiz gerek.

Sonra bir gün çocuklarımız bu şehirde yürürken şöyle diyecek:

“Burası tam buğdaydan yapılmış gibi ne yedim ne gezdim ne de yoruldum!”

İşte o zaman, bir mimar olarak elimde cetvel değil, hamur tokmağı tutacak; çünkü şehrin hamuru tutmuş olacak.

  “Şekerli beton devri biter mi, tam buğdaylı şehirler gelir mi?”

Tam buğday ekmeği kampanyasıyla halk daha bilinçli beslenmeye başlarken, biz mimarlar da bir tarif arıyoruz: Şehri nasıl daha lifli yaparız?

 Biraz yeşil alan, biraz nefes, bir tutam da mahalle kültürü… İşte size sağlıklı bir şehir reçetesi.

• İki avuç yeşil alan,

• Bir bardak yürünebilir sokak,

• Birçimdik komşuluk ilişkisi,

• Üstüne de fermente edilmiş bir tutam tarihî doku.

Karıştır, mayala, taş fırına sür! Sonra hop… Ortaya çıkan şehir ne yapar?

 Hem doyurur hem huzur verir.

 Nasıl sofralarımıza özen gösteriyorsak, şehirlerimizin de hamuruna öyle özen göstermeliyiz.

  Sağlıcakla kalın

   Mimar Hasan Özdemir -Kobi Konya Dergisi


ETİKETLER:

YORUM YAP

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

A******TİF H***R

31.08.2025 15:12

Betimleme süper. Tebrik ederim.
Nöbetçi Eczane

Benzer Haberler

Kategorideki Diğer Haberler