Mustafa Kavuş; Bizleri aşk, muhabbet, merhamet ve kulluk çatısı altında toplayabilen Hazret-i Pir’i rahmet, minnet ve şükranla anıyorum

Büyük alim, mütefekkir, gönül insanı, medeniyetimizin mimarlarından Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri’nin vefatının 750. sene-i devriyesinde bizleri yeniden buluşturan Cenab-ı Hakk’a sonsuz şükürler olsun. Güçlü imanı, derin fikirleri, öğretileri ve zamana meydan okuyan Mesnevisiyle bizleri yüzyıllar sonrasında bile aşk, muhabbet, merhamet ve kulluk çatısı altında toplayabilen Hazret-i Pir’i rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

…

Bu yılki temanın ‘Vuslat Vakti’ olduğunu öğrendiğimde Yavuz Sultan Selim Han’ın şu hatırasını anımsadım;

Hani, Sultan Selim Han, ölüm döşeğinde yanından hiç ayırmadığı Hasan Can'a,

- Hasan, beni nasıl görüyorsun? diye sormuştu da

Hasan Can’ın “- Sultanım artık Allahü Teâlâya vuslat vaktidir. Ona yönelin!” sözüne tarihi bir cevap vermişti;

- Hasan Can, bunca zamandır sen bizi kiminle sanırdın?

…

Bu aziz millet, Yavuz Selim Han’ın mirasçısı olarak gerek şahsen gerekse topyekün daima iyilikle, güzellikle, doğrulukla ve tabiki Hak’la birlikte olmuş, bunlardan hiçbir zaman ayrı düşmemiş, hayatını ve medeniyetini bunlar üzerine kurmuş, bu değerlerden asla vazgeçmemiştir…

Tabi bunları başarırken de önünde, yanında, yöresinde hep gönül sultanları ve manevi kahramanlar olmuştur.

…

Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri, yaklaşık 800 yıldır bu gönül sultanlarının en ön safında olmuştur.

Bir insan düşünün ki, ahirete irtihalinden 750 sene sonrasında bile fikirleriyle insanlığa ışık saçsın, düşünceleriyle onların yolunu aydınlatsın. Hem de sadece çevresine, yaşadığı şehre ya da milletine değil tüm dünyaya.

Bir insan düşünün ki, yazdığı eser yüzyıllar sonrasında bile insanlığa rehber olsun.

Bir insan düşünün ki, zaman geçtikçe dünya onun öğretilerine daha fazla ihtiyaç duysun, daha fazla anlamaya çalışsın, hasretle arasın ve özlemle ansın…

İşte böyle bir insanı yetiştirmek ve ona yuva olmak bu şehre nasip oldu. Bununla ne kadar övünsek azdır. Benim ilçem Meram’ın da bu övünçte önemli katkısının olduğunu bilmek bizim için çok değerli bir onur. Hazret-i Pir’in hayatının önemli bir kısmını geçirdiği, tefekkür için yolunu arşınladığı, inziva için tercih ettiği, zikir, fikir, dua ve sohbet meclisleri kurduğu, Mesnevi’nin bir bölümünü yazdığı Meram’a hizmet etmek benim için eşsiz bir gurur kaynağıdır.

 …

Evet, bu şehir hep Hak ile birlikte olmuş, her zaman iyilikten ve güzellikten taraf tutmuştur.

 Peki buna rağmen neden ‘Vuslat Vakti’?

İnsanın modern tabirle kendine ve hayatına bir format atması fabrika ayarlarına yeniden dönmesi, kendini yeniden keşfetmesi ve iç dünyasıyla yeniden buluşması gerekir. Bu ruhun ilacıdır ve kemali için şarttır. Bir soluklanıp yaşamını sorgulaması, belki de yeniden anlamlandırması ve nihayetinde de olgunluğa giden yoldaki kapıları yeniden zorlaması gerekir. İnsanın kendini dinlemesi, bildiklerini yeniden öğrenmesi, kulluğunu güncellemesi hatta belki de tabiri caizse tevbesi için yeniden tevbe etmesi gerekir. Her baharda yeniden çiçek açan ağaçlar gibi, Cenab-ı Hakkla, kendisiyle, değerleriyle, inancıyla yeniden buluşan kulun sevgisi de, Hakk aşkı da, kulluğu da, kulluk heyecanı da artacaktır.

İşte bu sebeple ‘Vuslat Vakti’ni önemsiyor, insanın kendini yeniden keşif yolculuğuna vesile kılmasını temenni ediyorum.

Bu vesile ile büyük mütefekkir, alim, abid, aşk ve gönül insanı Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerini onun dostlarını ve tüm Anadolu erenlerini bir kez daha rahmetle anıyor, bu topraklara ve bu gönüller şehrine verdikleri şereften dolayı her birini şükran ve minnetle yad ediyorum.

Allah’a emanet olun, sağlıcakla kalın.

Nice Şeb-i Arusları daha hakkıyla, layıkıyla, birlik ve beraberlik içinde yaşamak dileğiyle…

    KOBİ KONYA DERGİSİ