Hasan Özdemir: Konut Sektörü 2025’te Hazırlanıyor, 2026’da Yükselecek

Konut yalnızca bir barınma aracı değil, bir yaşam biçiminin ve geleceğe dair beklentilerin yansımasıdır.

 Türkiye’de konut sektörü, son yıllarda birçok dalgalanma yaşadı.

Mesleki gözle baktığımızda, bu dalgalanmaların yalnızca satış rakamlarını değil, kentsel dönüşümden mekân kalitesine kadar birçok unsuru etkilediğini görüyoruz

Bu etkilerin neler olduğunu önceki yazılarımız da yeterince bahsettik.

   Peki, 2024 sonrası konut sektörü nereye gidiyor? Hazırlıklar neye işaret ediyor?

Türkiye, yıllık 1 milyonun üzerindeki konut satışıyla Avrupa’nın en büyük, OECD ülkeleri arasında ise Amerika’nın ardından ikinci büyük konut pazarı konumunda. Ancak bu güçlü pazar, son beş yıldır ciddi bir daralma içinde.

 Özellikle 2023 yılında yaşanan sert düşüş, 2024’ün ilk aylarında da devam ederek sektörü adeta kilitledi.

 Satışların dip yapması, mali açıdan zayıf şirketleri zora sokarken, yalnızca sağlam finansal yapıya sahip firmalar ayakta kalabildi.

Ancak tablo yavaş yavaş değişmeye başladı.

 2024’ün son çeyreğiyle birlikte sektör toparlanma sinyalleri vermeye başladı.

 Konut kredisi faiz oranlarında düşüş beklentisi, yatırım araçlarının daralması ve kira artış sınırlarının kaldırılması, sektörde yeni bir hareketlilik dalgası yaratıyor.

Özellikle haziran ayından sonra piyasanın canlanması bekleniyor.

Markalı konut üreticileri arasında yapılan anketlere göre, firmaların %31,8’i önümüzdeki 6 ayda üretimi artırmayı planlıyor.

 Oysa bir önceki ankette bu oran sıfırdı. Bu artış, sektörde güvenin yeniden oluştuğunun bir göstergesi.

 Ancak sektör temsilcileri, gerçek anlamda bir toparlanmanın 2026 yılında yaşamayacağı konusunda hemfikir.

 2025 yılı ise bu dönüşüm için bir hazırlık dönemi olarak görülüyor.

TÜİK verileri de toparlanmanın izlerini doğruluyor.

2024’te konut satışları bir önceki yıla göre %20,6 artarak 1 milyon 478 bin 25’e ulaştı.

 İkinci el konutlara olan yoğun talep devam ederken, yeni projelerin devreye girmesiyle bu hareketliliğin tüm piyasa da yayılması bekleniyor.

İnşaat maliyetlerindeki artış, satış fiyatlarını da yukarı çekiyor.

 Fiyatların daha da artacağı beklentisi, yatırımcıları hızla harekete geçmeye yönlendiriyor.

 Özellikle fiyatı 3 ila 5 milyon TL arasında değişen konutlarda %20’ye varan talep artışı öngörülüyor.

 Küçük metrekareli daireler (1+1, 2+1) de artan aile yapısı değişikliğiyle birlikte daha fazla tercih ediliyor.

Türkiye genelinde satışa hazır 900 bin ila 1 milyon konut olduğu tahmin ediliyor.

 Bu stokun %45’i İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde yoğunlaşıyor. Satışa hazır yaklaşık 150 bin adet lüks konut da alıcı bekliyor.

Anketlere göre tüketicilerin %63,7’si konut fiyatlarının artacağını düşünüyor. Üreticilerin %31,8’i üretimini artırmayı planlarken, %45,5’i mevcut seviyeyi korumayı tercih ediyor.

Kısacası, 2024’ün ikinci yarısı itibarıyla konut sektöründe bir kıpırdanma söz konusu. 2025, sektörde dengelerin yeniden kurulacağı, firmaların pozisyon alacağı bir geçiş yılı olacak.

 Asıl sıçramanın ise 2026 yılında yaşanması bekleniyor.

 Eğer faizler düşerse, 2025 yılı sonunda 1,6 milyon konut satışına ulaşmak mümkün olabilir.

Mesleğin içinde biri olarak gözlemim, konut piyasasının sadece rakamlarla değil, yaşamı şekillendiren mekânsal tercihlerle yön bulduğudur.

 2025 yılı, üreticinin de alıcının da pozisyon aldığı, temkinli ama umutlu bir yıl olacak. Asıl sıçrama için 2026 olacak gibi gözüküyor.

Bu süreçte doğru analiz, isabetli yatırım ve nitelikli üretim hiç olmadığı kadar önemli.

  Ne dersiniz tünelin sonu göründümü ?

    Sağlıcakla kalın

Hasan Özdemir -Mimar