Hasan Özdemir: Çizgilerin Ardındaki Çaresizlik

Bugün bir mimar olarak kendi meslektaşlarımın sesi olmak istiyorum.
Çünkü bu meslek sadece estetik üretmekle ilgili değil; aynı zamanda sayısız görünmez yükü sırtlanmakla
Bugün mimarların en büyük yaralarından biri, hayal gücünün önünün sürekli kesilmesidir. “Daha çok daire çıkar mı?”,
“Emsali biraz zorlayalım mı?”, “Şuraya da bir oda daha koysak?” gibi cümleler, tasarım sürecinin merkezine yerleşmiş durumda.
Proje süresince yönetmeliklerin sürekli değişmesi
Estetik, çevreyle uyum, kullanıcı konforu gibi kavramlar, ticari hesapların gerisinde kalıyor.
Ne yazık ki, mimar artık bir “tasarımcı” değil; bir “optimizasyon mühendisi” gibi çalışmak zorunda.
Daha az alana daha çok işlev sığdırmak, daha az harcamayla daha çok kazanç sağlamak için kafa yoran biri.
Oysa mimarlık özü itibariyle bir sanattır.
Mekâna ruh katmak, insanla yapıyı bütünleştirmek, doğayla barışık çözümler üretmektir.
Ama bu değerlerin adı dahi sempozyumlarda var
Yetkimiz Var mı, Yok mu?
Bir projede imzamız var ama yetkimiz çoğu zaman yok
Yönetmelikler değişiyor, idareler farklı yorumluyor, yatırımcılar acele ediyor.
Ama sonunda her şey mimarın omzuna yıkılıyor.
Geciken ruhsat mı? Mimar suçlu.
Uygulamada değişen detaylar mı? Yine mimar sorgulanır.
Oysa biz çoğu zaman sadece seyirci kalıyoruz yapılanlara.
Tasarıma Yer Var mı?
Hayallerimiz var evet, ama onları projeye yansıtmak neredeyse imkânsız.
“Daha çok daire, daha fazla metrekare” baskısıyla projeler aynılaşıyor.
Estetik, yerini emsale bırakıyor. Yenilikçi tasarımlar, müteahhidin maliyet hesabına yenik düşüyor.
Oysa mimarlık bir sanat dalıdır; sadece kutu kutu planlar çizmek değil.
Ekonomik ve Sosyal Sıkıntılar
Yeni mezun mimar, aylarca iş arar.
Bulsun, asgari ücretle çalışır.
Serbest çalışanlar ise tahsilat sıkıntısı, hukuki korumasızlık ve bitmek bilmeyen revizyonlarla boğuşur.
Mesai kavramı yoktur; teslim zamanı yaklaşınca sabahlara kadar çalışmak neredeyse kuraldır. Yine de çoğu zaman ne emeğin karşılığı alınır ne de saygı görülür.
Meslek Odası Nerede?
Mimarlar Odası yıllardır birçok alanda emek veriyor
Ancak tabanda hala “yalnızız” duygusu hâkim.
Proje süreçlerinde mimarların karar süreçlerine dahil edilmemesi, mesleği giderek görünmez kılıyor.
Oysa kentlerimizi mimarlar şekillendirir; sadece çizerek değil, düşünerek de.
Genç Mimarlar İçin Umut Nerede?
Mimarlık fakültelerinden her yıl binlerce genç mezun oluyor. Ancak mezun olduklarında karşılaştıkları tablo umut kırıcı:
• Düşük maaşlar
• Sigortasız çalışmalar
• Bitmek bilmeyen revizyonlar
• Şirketlerde “genç” diye
• Uzun mesai saatleri
• Emeğin karşılığını alamama
Üstelik mimarlık sadece bir iş değil; mesai sonrası da bitmeyen bir meslek
Bir Kentte Mimarın Sesi Duyulmazsa...
Bugün şehirlerimizi şekillendiren aktörlerin çoğu, mimar değil. Müteahhitler, arsa sahipleri, siyasi karar vericiler çoğu zaman mimarın görüşüne başvurmadan şehir inşa ediyor. Sonuç mu? Kimliksiz yapılar, yeşilsiz kentler, birbirine benzeyen beton yığınları
Sağlıcakla kalın
HASAN ÖZDEMİR -MİMAR
KOBİ KONYA DERGİSİ
YORUM YAP
Yer Konya... Karakolda cinayet! Gözaltındaki 18 yaşındaki çocuğu bıçaklayıp öldürdüler
Boşanma sonrası katliam yaptı! Eski eşini ve kayınvalidesini öldürdü, üvey kızını yaralayıp intihara kalkıştı
Konya tarihinin en büyük arsa ihalesi yapıldı!
Tramvay Hattı Çalışması Kapsamında TÜMOSAN Kavşağı’nda Yol Genişletme Çalışması Başladı
Karadeniz'i İç Anadolu'ya bağlayacak Geminbeli Tüneli'nde geri sayım
Balıkesir'de cezaevi firarisi tarafından öldürülen uzman çavuş toprağa verildi
Araç gasbetti, 2 kişiyi öldürüp, 2'si polis 7 kişiyi yaraladı; çatışmada etkisiz hale getirildi


E***e Ay
28.06.2025 09:18