Açık

17°C
Konya

Hasan Özdemir: Çizgilerin Ardındaki Çaresizlik

Hasan Özdemir:  Çizgilerin Ardındaki Çaresizlik
Kayıt Tarihi: 28.06.2025 07:53 - Son Güncelleme: 24.10.2025 09:37
YAZI
A

Bugün bir mimar olarak kendi meslektaşlarımın sesi olmak istiyorum.

Çünkü bu meslek sadece estetik üretmekle ilgili değil; aynı zamanda sayısız görünmez yükü sırtlanmakla

Bugün mimarların en büyük yaralarından biri, hayal gücünün önünün sürekli kesilmesidir. “Daha çok daire çıkar mı?”,

“Emsali biraz zorlayalım mı?”, “Şuraya da bir oda daha koysak?” gibi cümleler, tasarım sürecinin merkezine yerleşmiş durumda.

 Proje süresince yönetmeliklerin sürekli değişmesi

Estetik, çevreyle uyum, kullanıcı konforu gibi kavramlar, ticari hesapların gerisinde kalıyor.

Ne yazık ki, mimar artık bir “tasarımcı” değil; bir “optimizasyon mühendisi” gibi çalışmak zorunda.

 Daha az alana daha çok işlev sığdırmak, daha az harcamayla daha çok kazanç sağlamak için kafa yoran biri.

 Oysa mimarlık özü itibariyle bir sanattır.

Mekâna ruh katmak, insanla yapıyı bütünleştirmek, doğayla barışık çözümler üretmektir.

 Ama bu değerlerin adı dahi sempozyumlarda var

  Yetkimiz Var mı, Yok mu?

Bir projede imzamız var ama yetkimiz çoğu zaman yok

Yönetmelikler değişiyor, idareler farklı yorumluyor, yatırımcılar acele ediyor.

Ama sonunda her şey mimarın omzuna yıkılıyor.

 Geciken ruhsat mı? Mimar suçlu.

 Uygulamada değişen detaylar mı? Yine mimar sorgulanır.

Oysa biz çoğu zaman sadece seyirci kalıyoruz yapılanlara.

 Tasarıma Yer Var mı?

Hayallerimiz var evet, ama onları projeye yansıtmak neredeyse imkânsız.

 “Daha çok daire, daha fazla metrekare” baskısıyla projeler aynılaşıyor.

 Estetik, yerini emsale bırakıyor. Yenilikçi tasarımlar, müteahhidin maliyet hesabına yenik düşüyor.

 Oysa mimarlık bir sanat dalıdır; sadece kutu kutu planlar çizmek değil.

    Ekonomik ve Sosyal Sıkıntılar

Yeni mezun mimar, aylarca iş arar.

Bulsun, asgari ücretle çalışır.

 Serbest çalışanlar ise tahsilat sıkıntısı, hukuki korumasızlık ve bitmek bilmeyen revizyonlarla boğuşur.

Mesai kavramı yoktur; teslim zamanı yaklaşınca sabahlara kadar çalışmak neredeyse kuraldır. Yine de çoğu zaman ne emeğin karşılığı alınır ne de saygı görülür.

   Meslek Odası Nerede?

Mimarlar Odası yıllardır birçok alanda emek veriyor

Ancak tabanda hala “yalnızız” duygusu hâkim.

 Proje süreçlerinde mimarların karar süreçlerine dahil edilmemesi, mesleği giderek görünmez kılıyor.

 Oysa kentlerimizi mimarlar şekillendirir; sadece çizerek değil, düşünerek de.

  Genç Mimarlar İçin Umut Nerede?

Mimarlık fakültelerinden her yıl binlerce genç mezun oluyor. Ancak mezun olduklarında karşılaştıkları tablo umut kırıcı:

• Düşük maaşlar

• Sigortasız çalışmalar

• Bitmek bilmeyen revizyonlar

• Şirketlerde “genç” diye

• Uzun mesai saatleri

• Emeğin karşılığını alamama

Üstelik mimarlık sadece bir iş değil; mesai sonrası da bitmeyen bir meslek

  Bir Kentte Mimarın Sesi Duyulmazsa...

Bugün şehirlerimizi şekillendiren aktörlerin çoğu, mimar değil. Müteahhitler, arsa sahipleri, siyasi karar vericiler çoğu zaman mimarın görüşüne başvurmadan şehir inşa ediyor. Sonuç mu? Kimliksiz yapılar, yeşilsiz kentler, birbirine benzeyen beton yığınları

   Sağlıcakla kalın

HASAN ÖZDEMİR -MİMAR

KOBİ KONYA DERGİSİ

ETİKETLER:

YORUM YAP

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E***e Ay

28.06.2025 09:18

Çok güzel tespitler ve çok düzgün kelimeler kurulmuş başarılı bir yazı olmuş
Nöbetçi Eczane

Benzer Haberler

Kategorideki Diğer Haberler